Yapay zekalar, robotik teknolojiler ve ilaçlar; dolayısı ile eczacılar!

Bir ilacın üretimi için bazen 10 yıllar boyunca araştırmalar ve geliştirmeler sürüyor. Peki bir ilaç olgunlaşıp piyasaya sürüldükten sonrası için eczacının mukaddes görevi başlıyor...

Bir ilaç piyasaya sürülmeden önce milyonlarca dolara mal olan araştırma ve geliştirmelere tabi oluyor. Her neresinden bakılırsa bakılsın sonuçta bu bir ticari ürün. Ambalajıyla, dokusuyla, rengiyle, tadıyla.... ve elbette tedavi edici özelliği ile...

Uzun yıllar sonunda bir ürün haline getirilen ilaç eczane raflarında ve doktorların reçetelerinde yer almaya başladıktan sonra eczacının mukaddes görevi başlıyor...

İlacı rafından al, üzerine sabah/akşam tok karnına yaz, barkodu okut, poşetle, hastanın eline ver...

Herkesin yapamayacağı bu zorlu görev elbette zorlu bir eğitim ve çıraklık evresi gerektiriyor. Sonrasında ise her şeye karışan ama hiçbir şeye karışmayan eczacılar odasına kayıt olma zorunluluğunuz var. Sabah tok, akşam aç yazmak için...

Elbette eczacılarımızı aşağılamak değil amaç. Ancak ilerleyen ilaç sektörü ve teknoloji eczacıların sistem içerisinde etkinliğini azaltmaya başladı. İyi iş yapan bir sağlık kuruluşunun yanına, karşısına eczane açmakla, bir okulun karşısına tostçu açmak arasında ne fark kaldı. Kaldı ki tostçunun olaya dahli var. Kendinden bir şeyler katıyor. Elinin lezzeti tosta geçiyor.

Bu kadar işlevsiz hale gelen bu meslek değil aslında. Eczacının kendini bir bilim insanı değil, ticari bir pazarlamacı olarak konumlandırmasından. Sonuçta sıkı kanunlarla bariyeri örülmüş bir piyasada, rekabete izin verilmeyen, kaç tane, nereye dükkan açılacağı bile kanunlarla, yönetmeliklerle belirlenen ballı/kaymaklı meslek...

Kim eczacı olmak istemez ki...

  1. Fiyatta pazarlık şansı yok müşterinin...
  2. Pazarlama derdin yok.
  3. Doktor zaten satmış ilacı.
  4. En büyük alıcın devlet.
  5. Ürün peşinde koşmak yok, depocu getirir.
  6. Tahsilat, alacak verecek derdin yok.
  7. Rekabet derdin yok.
  8. Kar marjın en iyi esnafınkinden en az 2 kat fazla


İşte böyle bir mesleğe yapay zekalar ve robotlarda talip.

Yapay zekaların ve robotların en iyi becerdikleri şey aslında basit ve tekrarlayan işler. Diğer bir tarafından baktığımızda en aptalca işleri ve beceri gerektirmeyen işleri yapay zekalara ve robotlara yaptırıyoruz. Üstelik bu basit işler sıkıcı ve insana bir katkı sağlamıyor.

Aslında eczacılık sisteminde bu gibi sistemler kullanılmaya başlandı. Olağan hale gelen barkod teknolojisi bile buna bir örnek. Bu daha ileriye taşıyan sistemlerde raflar üzerindeki ilacı tanıyor, üretim tarihini, son kullanma tarihini biliyor. Eksilen ürünü depoya bildiriyor. Bir reçete okutulduğunda ilacının bulunduğu rafı açıyor ve ilacı veriyor. 

Bu akıllı raflar yapay zekası sayesinde eczanenin tüm stok yönetimini yapabiliyor. Eczacıya kalan şey kutunun üzerini yazmak ve parayı tahsil etmek.

Tüm bu sistemi yönetebilen akıllı ecza rafları elbette reçeteye uygun olarak ilacın nasıl kullanılacağını ilacını üzerine basabilir. Hem de eczacı yazısı ile aynı çirkin ve okunaksızlıkta...

Bu yazının birinci bölümünde eczacılara çok yüklendik ama ikinci bölümünde daha fena yükleneceğiz. Tamamen gereksiz bir meslek olduğunu göreceksiniz.... 



Bu bir deneme alanı yazısı. yeterince uzun bir şekilde yazarak alanın nasıl çalıştığını algılıyoruz.

Bu bir deneme alanı yazısı. yeterince uzun bir şekilde yazarak alanın nasıl çalıştığını algılıyoruz.